22 Mart 2013 Cuma

pazarlama yönetimi baklagil sektör analizi


GİRİŞ

            Bu yazıda öncelikle baklagiller hakkında ön bilgi verip daha sonra baklagil sektörüne giriş yapacağız. Bu sektördeki üretim ve tüketim öncelikli konu başlıklarımız olacak. Daha sonra ise baklagil sektöründe dünyadaki ithalat ve ihracatı görüp, sonra bu ithalat ve ihracat durumunu tablolar yardımıyla ülkemiz açısından ele alacağız. Daha sonra sektörde yaşanan olumsuzluklar ve bu olumsuzluklara karşı çözüm önerilerinden bahsedeceğiz. Ayrıca baklagil sektörünün gelecekteki durumu hakkında bazı öngörüler vereceğiz. Son olarak baklagil sektöründeki markaları tanıdıktan sonra piyasa rekabetini de göreceğiz.



BAKLAGİLLER

Baklagiller, Fabales takımından çoğunu otsu bitkilerin oluşturduğu çalı ve ağaç türlerini de içeren büyük bir familyadır.
400 cins ve 10.000 dolayında tür içerir. Fasulye, bakla, nohut, soya, mercimek, bezelye gibi insan gıdası olarak kullanılan türler bu familyadandır. Baklagiller otsu bir yapıya sahip olabildikleri gibi odunsu bir yapıya da sahip olabilirler. Yalancı akasya, yabani keçiboynuzu, akasya, gülibrişim gibi türler odunsu yapıya sahiptir.
Yapraklar saplı, hemen hepsinde almaşık dizili; tüysü, elsi veya üç yapraklıdır. Çiçekler zigomorfik genellikle salkım durumlu, başakçık veya başlıdır. Periant (çiçek örtüsü) bir çanaktan oluşmuştur. Korallanın her biri 5 bölümlüdür. Familya üyelerinin hepsinde çiçekler 5 taç yapraklıdır. Taç yaprakların iki kenarında birer kanatçık bulunur. 10 stamen (erkekorgan) ayrı ya da birleşik gruplar oluşturur. Pistil (dişi organ) basit, tek bir stigması (tepecik) vardır. Üst durumlu ovaryum bir gözlüdür. Meyve legümendir. Tohum sert kabuklu, genellikle böbrek şeklinde veya yuvarlak yapıya sahiptir.
Kazık köklere sahiptirler. Ana kökün etrafında damarlanma gösteren ikinci kökler vardır. Rhizobium bakterileri tarafından havanın serbest azotunu bağlarlar.
Baklagil Çeşitleri
Fasulye: protein, yağ, selüloz ve karbonhidratça zengindir. Bileşiminde bunlardan başka kalsiyum, fosfor, demir gibi madensel tuzlarla beraber B kompleksi vitaminleri de bulunur. Sindirimi oldukça zordur. Kabukları bağırsaklarda gaz yaptığı için kabuğu çıkartarak pişirilirse bu özelliği de gider. Et, yağ gibi maddeler ilâvesiyle pişirildiği zaman değeri daha da fazlalaşır. Soya fasulyesi besin değeri bakımından en iyisidir. 100 gr. beyaz fasulyede 22 gr. protein vardır.
Nohut: Protein ye madensel madde bakımından fasulyeden sonra gelen bir besin maddesidir. Lezzet ve besin değeri pişirilme şekillerine göre artırılır 100 gramında 20 gr protein vardır.
Mercimek : Sindirimi daha kolay ve bilhassa bileşimindeki demir dolayısıyla çocuklara ve kansızlara verilen bir besin maddesidir.
Bakla : Bileşiminde fazla miktarda protein fosfor v.s. bulunan bir baklagildir. Çeşitli şekillerde kullanılır.
Bezelye: Protein, nişasta, fosfor ve B vitaminleri bakımından zengindir. Sindirimi kolay, lezzetli bir besin maddesidir. Yemek, garnitür v.s. olarak kullanılır.
Mercimek, nohut, fasulye, bezelye, bakla ve börülceyi içine alan baklagiller, dünyadaki iki milyardan fazla insan için protein kaynağıdır. Yağ oranı düşük, karbonhidrat oranı yüksek ve besleyicidir. Dünyada insan beslenmesindeki bitkisel proteinlerin %22’si, karbonhidratların %7’si; hayvan beslenmesindeki proteinlerin %38’i karbonhidratların %5’i yemeklik tane baklagillerden sağlanmaktadır.
Beslenmede bitkisel proteinin ana kaynağını oluşturan yemeklik baklagiller, dünya ve ülkemiz için çok önemlidirler. Tarla bitkileri yetiştiriciliğinde ekim alanı ve üretim bakımından tahıllardan sonra gelen tane ürünüdürler. Dünyada yaklaşık 60 milyon ton üretim ve 40 milyar dolarlık piyasa de erine sahip bir ürün grubudur. Ancak son yıllarda dünya baklagil üretimi, ülkelerin biyodizel üretimi için mısır ve diğer bazı bitkileri teşvik etmeleri nedeniyle düşmüştür. Özellikle, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu bitki grubunun önemi, son yıllarda ya anan kuraklık vb. nedenlerle azalan üretim karsısında daha iyi anlaşılmıştır. Türkiye’de tarla bitkileri üretimi yapılan toplam alanın yaklaşık %74’ünü oluşturan tahıllar birinci, %8.3’ünü oluşturan yemeklik tane baklagiller ise ikinci sırada yer almaktadır. Kurak ve yarı kurak alanlarda nohut ve mercimeğin, sulu alanlarda ise fasulyenin ekim nöbetine girmesi, gerek birim alanda elde edilen verimin artırılması, gerekse nadas alanlarının azaltılması açısından önemlidir. Türkiye, baklagillerin gen merkezi olarak kabul edilen ’verimli hilal’in en önemli parçasıdır. Bunun dışında tüketim oranları açısından dünyada önemli bir yeri olduğu gibi tarihsel olarak net ihracatçı konumunda olmuştur. Ülkemizde kişi basına yıllık ortalama 3-4 kg fasulye, 4-5 kg mercimek ve 5-6 kg nohut tüketildiği dikkate alındığında, yemeklik tane baklagillerin ülkemiz insanları açısından önemi büyüktür (TÜİK, 2009).
Besin de erleri bakımından zengin oldukları gibi yetiştirildikleri toprağa da olumlu etkilerde bulunmaktadır. Havanın serbest azotunu toprağa bağlama özellikleri, çevrecilik ve sürdürülebilir tarımın popülaritesinin arttı ı günümüzde bu bitkilerin önemleri daha da artmaktadır. Baklagiller ile ortak yasayan Rhizobium türü bakteriler, havada serbest halde bulunan, ancak canlılar tarafından direkt olarak yararlanılamayan azotu yasadıkları ortama bağlayarak köklerinin yayıldığı toprak katlarını organik azotça zenginleştirirler ve gereksinimlerini bu azottan sağlarlar. Yemeklik baklagillerin toprağa bağladıkları azot miktarı çeşide ve çevre koşullarına göre değişmekle beraber, yılda genel olarak 15-20 kg/da dolaylarındadır. (Sehirali,1988).

Yıllar İtibariyle Baklagil Üretimi
YILLAR
Fasulye
Nohut
Mercimek

Ekim Alanı (1000Ha
Üretim
(1000Ton)
Verim
(Kg/Da)
E. Alanı
(1000Ha)
Üretim
(1000Ton)
Verim
(Kg/Da)
E. Alanı
(1000Ha)
Üretim
(1000Ton)
Verim
(Kg/Da)

2006
27817
20833
74
10510
8458
80
3828
3338
87
2007
28824
20823
72
11223
9677
86
3702
3298
89
2008
26472
20404
77
11023
8503
77
3320
2827
85
2009
25211
19723
78
11.082
9774
88
3637
3595
99










BAKLAGİL İTHALAT VE İHRACATI

İhracat
Dünya baklagil üretiminden önemli pay alan ülkemiz aynı zamanda ihracatçı ülke konumunda idi. Ülkemiz baklagil üretimi büyük ölçüde iç tüketime yönelik olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte özellikle nohut ve mercimekte ülkemiz ihracatta ön sıralarda yer almakta idi. 1990 yılı dikkate alındığında 846.000 ton mercimek üretimi ile dünya ihracatının %47’sini karşılayarak ilk sırada yer alan ülkemiz, 2008 yılında 131.188 ton mercimek üretimi ile dünya ihracatından %5 pay almıştır. Aynı şekilde 1990 yılında 860.000 ton nohut üretimi ile dünya ihracatının %62’sini karşılayarak ilk sırada yer alan Ülkemiz, 2008 yılında 518.000 ton nohut üretimi ile dünya ihracatının sadece %9'unu karşılayarak 4. sıraya gerilemiştir. İhracattaki bu azalı hem üretimde ya anan sorunlar hem de dünya piyasasında rakip ülkelerin elde ettikleri rekabet üstünlüklerinden kaynaklanmaktadır. Ülkemizde baklagiller üretim maliyetlerinin yüksekli i ucuz fiyatla dünya piyasalarına ürün satan ülkeler kar ısında rekabet şansını yok etmektedir. Ülkemizin bakliyat ihracatında genel olarak Ortadoğu ülkeleri, Batı Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri ve Güney Asya ülkeleri ilk sıraları almaktadır. 2008 yılı itibariyle ülkemizden bakliyat ihracatı gerçekleştirilen ülke sayısı 80’in üzerinde olup, en önemli pazarlarımız Sri Lanka, Irak, Kuveyt, Mısır, İngiltere, Suudi Arabistan, Almanya ve Ürdün’dür. Doğu Avrupa ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri, Rusya Federasyonu ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ülkemiz için potansiyel arz eden ülkeler olarak görülmektedir.













Türkiye Baklagil İhracatı


KURU FASULYE
K.MERCİMEK
NOHUT
Yıllar
Miktar
(Ton)
Değer
(1000$)
Miktar
(Ton)
Değer
(1000$)
Miktar
(Ton)
Değer
(1000$)
2002
20.125
14.042
133.240
50.559
107.917
49.351
2003
42.194
24.162
214.441
86.581
189.642
82.580
2004
31.660
12.444
169.285
83.673
133.073
69.166
2005
2.923
3.599
116.621
69.380
123.593
83.026
2006
3.973
4.896
300.020
157.208
104.684
83.660
2007
2.269
3.208
184.978
125.424
69.192
57.986
2008
3.499
5.423
68.654
98.869
88.337
76.757
2009
19.026
17.904
128.312
172.724
88.509
74.976



İthalat

Uzun yıllar baklagil ihracatçısı olarak bilinen Türkiye’nin son yıllarda ithalatında da artılar görülmektedir. Özellikle geçmişte yok denecek kadar az olan kırmızı mercimek ithalatı, 2008 yılında 168 bin ton ile dünyada ithalatında ilk sıraya çıkmıştır. Kırmızı mercimek ithalatı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan kuraklığın etkisi sonucu 2008 yılında artmış, ithalat 2009 ve 2010 yılında da devam etmiştir. Ülkemiz tarafından DTÖ’ne bildirilen en yüksek kanuni gümrük vergi oranı baklagiller için %25’dirBu oran ülke üretimini korumaya yetmemektedir.




Türkiye Baklagil İthalatı



KURU FASULYE
K.MERCİMEK
Yıllar
Miktar
(Ton)
Değer
(1000$)
Miktar
(Ton)
Değer
(1000$)
2000
20.187
11.890
7.411
4.278
2001
32.980
17.986
14.396
6.151
2002
41.488
21.584
10.636
3.832
2003
6.365
3.238
41
23
2004
13.872
7.166
546
306
2005
37.687
22.295
646
358
2006
30.968
27.977
1.881
1.569
2007
36.968
38.442
5.178
4.362











SEKTÖRDE YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye’nin baklagil ithalat miktarındaki artışların devam etmesi durumunda ileriki yıllarda baklagillerde de ithalatçı ülke konumuna gelmesi kaçınılmazdır. Ülkemizde gerçekleştirilen tarımsal ürünlerde genel sorun üretim maliyetlerinin yüksekliğidir. Üretimde kullanılan girdilerdeki fiyat yüksekliği maliyetleri artırmaktadır. Fiyatların yüksekliği sebebiyle yeterince girdi kullanılmaması, küçük parçalı tarımsal arazilerde üretim yapılması, sertifikalı tohumların yeterince kullanılmaması vb. sebepler verim miktarını düşürmektedir. Üretim masraflarının artması ve verim düşüklüğü ürün maliyetlerini artırmakta, böylelikle ülkemizde üreticiler dünya fiyatları kar ısında rekabet şansını kaybetmektedir.
Baklagiller, hastalıklara ve zararlı böceklere kar ı “mükemmel bir beslenme koşulu sağlayan yüksek protein oranları nedeniyle” hassastır. Özellikle mercimek üretiminde Şanlıurfa, Yozgat, Mardin gibi illerimizde kök çürüklüğü ve canavar otu yüzünden üreticiler üretimden vazgeçebilmektedir. Birçok baklagil türünde hasat zamanında kabukların soyulması nedeniyle ürün kayıpları ile karşılaşılmaktadır.
Dünya’da ve Türkiye’de nohut ekim alanlarını sınırlayan en önemli faktör antraknoz (Ascochyta blight) hastalığıdır. İklim koşullarının hastalığa uygun ortam sağladığı yıllarda hastalık %100’e varan kayıplara neden olabilmektedir. Üreticilerimizin elinde bulunan yerel nohut çeşitlerinin tamamı bu hastalığa hassastır. Antraknoz hastalığının yayılması ve gelişmesi nem ve sıcaklık artlarına bağlı olduğu için üretici ekim zamanını ilkbahardaki yoğun yağışların azaldığı ve hava sıcaklığının yükseldiği döneme kaydırarak hastalıktan kaçmaya çalışmaktadır. Geç ekimler de verim potansiyelini düşürmektedir.
Verimliliğin artırılması için, miras hukuku ile arazi parçalanması önlenerek, ülkemizde genel olarak küçük aile işletmelerinde geçimlik tarım olarak gerçekleştirilen baklagil üretiminin
pazara yönelik olarak yapılması sağlanmalıdır.  Ayrıca, verimliliğin artırılması için, farklı ekolojik bölgelere uyum gösteren, iç ve dış pazar isteklerine uygun, kaliteli, yüksek verimli, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi için araştırma faaliyetleri hızlandırılmalıdır. Üretimde kullanılan girdi fiyatlarının maliyet içerisindeki payının azaltılması amacıyla uygulanan girdi destekleri, üretim içerisindeki payları dikkate alınarak gerçekçi şekilde uygulanmalıdır. Sertifikalı tohumluk kullanımı baklagillerde yetersiz düzeydedir. Genel olarak üreticiler ekim için kendi üretimlerinden ayırdıkları tohumları kullanmaktadırlar. Sertifikalı tohumluk kullanımı konusunda uygulanan destekleme bu konuda gerçekleştirilen önemli bir destekleme olup, önümüzdeki yıllarda da devam etmesi gerekmektedir. Bir çok tarımsal üründe oldu u gibi baklagillerde de, etkin bir pazarlama ağı olmadığı gibi örgütlenme de yetersizdir. 1990 sonrası TMO’nun baklagil alımlarını azaltması 1994’de tamamen durdurması ve yerine herhangi bir baklagil pazarlama politikası oluşturulamaması ile birlikte üretici pazarlama sorunu yaşamaya başlamıştır. Üretti i ürünü elinde kalan üretici baklagil ekim alanlarını, fiyat garantisi olan ve üretimi daha kolay olan diğer ürünlere kaydırmıştır.
TMO’nun alımları bıraktığı 1994 yılından itibaren Ülkemizde üretilen ve ihracata konu olan baklagiller içerisinde sadece kırmızı mercimek, tarım satış kooperatifi olan Güneydoğubirlik tarafından alınmıştır. Ancak, Güneydoğubirlik’te piyasayı regüle edecek şekilde alım yapamamıştır. Özellikle 16 Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe giren 4572 sayılı yasa ile Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin yeniden yapılandırma kapsamına alınması sonucu birlikler maddi sıkıntı içerisine girmiş ve Güneydoğubirlik 2000-2003 yılları arasında alım yapamamıştır. 2004 yılında maddi yönde gelişme gösteren Birlik toplam kırmızı mercimek üretiminin %2’sine denk olan 9.946 ton alım gerçekleştirmiştir. Gelecek yıllarda baklagiller için tahmin edilen gerilemenin yaşanmaması için ürün değerlendirme ve pazarlama olanakları sağlanarak ülkesel bir baklagil politikası oluşturulmalı, üretimde yeniden atılım sağlanmalıdır. Ancak, uzun yıllardır baklagil üretimi hedefsiz, politikasız ve desteksiz kendi haline bırakılmıştır. Bilindiği üzere Ülkemizde bugüne kadar ürün bazında kurulan örgütlenme yeterince sağlanamamış, geçmişi uzun yıllara dayanan Tarım Satı Kooperatifleri ise son yıllarda içinde bulunduğu maddi sıkıntı sebebiyle ürün pazarlamasında etkili olamamıştır. Tarım Satı Kooperatifleri’ninde etkili oldu u ürün grubu sınırlı kalmıştır. Son olarak üreticilerin ürün grubu bazında örgütlenmesinin sağlanması amacıyla 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu 6 Temmuz 2004 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kurulan Birlikler içerisinde baklagiller üzerine birlik bulunmamaktadır. Herhangi bir örgütlenme yapısı olmayan baklagil üreticisi fiyat konusunda belirleyici olamamaktadır. Halen ürün fiyatları piyasadaki ürün azlığı veya fazlalığına göre gelişmekte, üretici baklagil üreteceği konusundaki kararı o yılki fiyat durumuna göre vermektedir.
Üretimde sürekliliğin devamı için ön koşullar arasında üretici gelirlerinin artırılması gelmektedir. Bunun sağlanması için öncelikle üretici üretti i ürünün elinde kalmayacağını veya maliyetinin altında pazarlamayacağını bilmelidir. Bunun için dünya piyasalarındaki fiyat düşüşlerinin yaşandığı veya ürün arzının fazla olduğu yıllarda tüccarın insafına kalan üreticinin maliyetinin çok altında ürün pazarladığı yıllarda bu fiyat düşüşlerini önleyecek, devlet adına alım yapan bir müdahale kurumunun oluşturulması sağlanmalıdır. Üretici örgütleri teknik ve kurulum aşamasında (Tesislerin projeler bazında oluşturulması) maddi yönden desteklenerek aktif hale getirilmelidir. Bu sayede sertifikalı tohum kullanımının sağlanarak kaliteli üretimin gerçekleştirilmesi, üretim aşamasında üreticilere ucuz girdi ve ortak makine kullanım parkı ile maliyetlerin düşürülmesi ve üyelerinden aldığı ürünü gerek yurt içinde gerekse yurt dışında de erinde pazarlayarak üreticilerin yeniden baklagil üretimine yönlendirilmeleri sağlanabilir. Üretici örgütlerinin geliştirilmesi ile günümüzde çoğunlukla tüccar veya toptancıya ucuz fiyatla pazarlanan ürünün tüketiciye kadar ulaşmasında el değiştirme azalacak, böylelikle ürün fiyat artışları önlenmiş olacaktır.

Baklagil Sektörünün Geleceğine Yönelik Öngörüler

§     Üretimden vazgeçen üreticilerin yeniden baklagil üretime yönlenebilmesi için prim desteklemesi artırılarak devam etmelidir.
§     Özellikle hasat dönemlerinde baklagil ithalatına kesinlikle izin verilmemelidir.
§     Sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması için tohum desteği devam etmelidir.
§     Hastalıklara dayanıklı, verimi yüksek tohum çe itleri geliştirilmelidir.
§     Sektörün tüm taraflarının bir araya geldiği baklagil konseyi aktif şekilde çalışmalıdır.
§     Üreticilerin pazarlamada söz sahibi olabilmeleri için baklagil üretici birlikleri kurulmalı, kurulacak birliklerin etkin olabilmesi için kurulum aşamasında desteklenmelidir.
§     Toprak verimliliğinin artırılması ve korunması yönünden önemli katkılar sağlayan baklagillerin ekim nöbetine alınması teşvik edilmelidir.
§     Nohut ve mercimeğin ekim alanlarının genişletilmesi bakımından geçmişte uygulanan nadas alanlarda üretim uygulaması yeniden başlatılmalıdır.
§     İhracatın artırılması için dış pazar istekleri dikkate alınarak üretim yapılmasına önem verilmelidir. 










SEKTÖRDEKİ OYUNCULAR



Akçetin Bakliyat Ltd. Şti.
-
Akıncı Bulgur ve Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Ş
Armada Bakliyat Hububat A.Ş.
Arslan Bakliyat Tarım Ürn. San. Tic. Ltd. Şti.
Asbesin Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
Şakiroğulları Kollektif Şti. Ömer ve Mehmet T
-
İsmail Başpınar San. Tic. Ltd. Şti.
-
Ünsal Tarım Ürünleri Ltd. Şti.
Çağlarsoy Gıda Paz. Dağ.ve Nak. San. ve Tic. L
-
Çet-Bak Tarım
-
Bayamtaş İth. İhr. AŞ.
Bekiroğlu İnş.San. ve Tic. Ltd. Şti
-
Dayıoğlu Bulgur Gıda Mad. İnş. San. ve Tic. L
Düzovalar İnş. Tarım Ürn. San. ve Tic. Ltd.
-
Deveci Tarım Ürn. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Emin Gül Tarım ve Gıda Ürn. Makine İnş. San.
-
Ergün Çik. Gofret Ciklet Gıda San. ve Tic. Ltd.
Halil Çınarlı Tarım Ürn. Tic. ve San. Ltd. Ş
Hüseyin ve Rıfat Acırgan Gıda İhtiyaç Mad. S
-
Hüsnü Özmen Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Kaleoğulları Pet. Hayv. Tr. İnş. Yurz. Tic. Lt
-
Körfez Gıda ve Tar. Ürn. Paz. ve Tic. Ltd. Şti
Konal-sa Ltd. Şti.
-
Konuklar Tarım Ürn. Tic. ve San. Ltd. Şti.
-
Korkmaz Tarım Ürn. Tic. Ltd. Şti
Memişsan Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
Mempa Tarım Ürn. Petrol İnş. Nak. San. ve Tic.
Mersin Şeker Tarım Ürn. Doğal Mineralli Su ve
Mis Bulgur Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Narin Pazarlama İnş. Turz. Ltd. Şti.
-
Narpa Narin Dış Tic. A.Ş.
-
Natural Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Netfood Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Okçu Tarım Nak. Hayv. Ve Gıda San. Ltd. Şti.
-
Otat Tar. Ürn. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Sadıkoğlu İth. İhr. Gıda ve Ürn. Paz. Turz.
Serttaş Bakliyat Paz. Gıda Tic. ve San. A.Ş.
Sevan Dış Ticaret Ltd. Şti.
Simaş Bulgur Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
Tat Bakliyat San. ve Tic. A.Ş.
Tekinler Dış Tic. Ltd. Şti.
Tonguroğulları Gıda Tarım Ürn. Tic. ve San. L
-
Yayla Tarım Ürn. Nak. San. Tic. Ltd. Şti




SONUÇ




Gelelim sonucumuza. Bu yazıda neler gördük şöyle bi hatırlayalım. Öncelikle baklagiller hakkında ön bilgi verip daha sonra baklagil sektörüne giriş yaptık. Bu sektördeki üretim ve tüketim öncelikli konu başlıklarımız oldu. Daha sonra ise baklagil sektöründe dünyadaki ithalat ve ihracatı görüp, sonra bu ithalat ve ihracat durumunu tablolar yardımıyla ülkemiz açısından ele aldık. Daha sonra sektörde yaşanan olumsuzluklar ve bu olumsuzluklara karşı çözüm önerilerinden bahsettik. Ayrıca baklagil sektörünün gelecekteki durumu hakkında bazı öngörüler verdik. Son olarak da baklagil sektöründeki markaları tanıdıktan sonra piyasa rekabetini de gördük.


























KAYNAKÇA

TUİK, 2009 Bitkisel Üretim İstatistikleri



                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder